Yapmış olduğumuz işlerden fotoğraf bilgi linkleri;
https://www.facebook.com/media/set/?set=a.561870357189169.1073741856.194277067281835&type=3
Şişli Motor Meslek Lisesi mezunuyum. Aile tarafından yönlendirme ile... ''Bu motorcu olsun'' dediler, okul bitti. 28 yaşında tam olarak yeteneğimi keşfettim. Taklit yeteneğine emitatörlük diyorlar. Ve bu piyasaya, Radyo Klas'ta 'Yavuz'un Minibüsü' ile girdim. Ondan sonra 250 ünlüye şaka yaptım. Bir radyo programcısının medyada tanınması çok kolay bir şey değil. Bir Beyaz vardı tanınan. O da bizim radyodaydı. Yani çok fazla örnek yok. ''Kendimi radyoda nasıl ön plana çıkarırım'' diye, düşündüm. Bir gece sabaha kadar kafa yordum, ''Ünlüleri arayayım ve bir başka ünlü gibi konuşayım'' dedim. O gecenin sabahında radyoda Tülin Şahin'e şaka yaparken buldum kendimi. Kuşum Aydın olarak Tülin'le 15-20 dakika sohbet ettik. O her şeyi anlattı. Kapatıp, yeniden aradım ve ''Şakamızı beğendin mi?'' diye sordum Tülin’e, şaşkınlıktan dondu kaldı. Kendine gelince, çok güldü ve çok beğendiğini söyledi. O konuşmalarda özel hayatla ilgili detayları da veriyor birçok insan, düşünsenize magazin için çalışsak ne malzemeler çıkar. Böylece radyo şakaları başladı. Bayağı bir sansasyon yarattı.
Sinan Çetin'i de bir gün işlettim. Herhalde kafasında yer ettim. Bir gün Sinan Çetin beni Plato Film'e çağırdı. Suratıma baktı, kafama baktı. ''Acayip bir tipsin sen'' dedi bana. Suratımı değişik buldu herhalde. Ve 'Projeye Yavuz'u da yazın' dedi. O ara ben hala hangi proje olduğunu bilmiyordum. Bir hafta sonra Plato'ya çağrıldım, Gülse Birsel oradaydı. Bana 'Avrupa Yakası'ndaki Sertaç karakteri önerdiler. Gülse, ''Bu tipe sen çok uyarsın'' dedi. Biliyorsunuz Sertaç birazcık ahlaksız, dalkavuk, arkadaş sırtından geçinen biri. Gülse bunu gözlerimin içine bakarak söyledi. Tabii şaka bunlar (gülüyor). O ara kadroda bir tek Tahsin Bey olarak Gazanfer Özcan belirginleşmişti. O anlamda da çok sevindim. Çünkü radyodan televizyona geçmek pek kolay değil.